Yağ kistleri, adından da anlaşılacağı üzere epidermis denilen cildin en dış tabakasında oluşan kist türleridir. Tıbbi literatürde lipom olarak da adlandırılan bu kistler, deri kisti veya epidermal kist olarak da bilinirler. Yağ kistleri genellikle tehlikeli değildir ve farklı büyüklüklerde olabilirler, ancak çoğu küçük boyutlardadır. Çoğu insan yaşamları boyunca iki düzine veya daha fazla kist geliştirebilir. Yağ kistleri genellikle kubbe şeklinde olup çok yavaş gelişirler ve deri altında hareketli bir yapı sergilerler. Yumuşak bir yapıya sahip olan bu kistler, derideki yağ üreten bezlerin bloke olması veya tıkanması sonucu oluşurlar.

Yağ kistlerinin içi yağlı bir sarı madde ile doludur. En belirgin belirtisi ise soluk bir şişkinliktir. Kistler ilk olarak ağrısız yuvarlak yumrular şeklinde deride görülürler ve genellikle soluk bir yapıda olurlar. Yağ kistlerinin varlığı oldukça yaygındır ve genellikle ciddi bir durum oluşturmazlar. Kafanın derisinde, testis torbasında ve göğüs gibi tüylü bölgelerde, ayrıca yüz, kulak ve kollarda da yaygın olarak görülürler. Kistten gelen akıntı, ağrı, kızarma, iltihaplanma ve şişme durumunda hastaların acil tıbbi yardım almaları gerekmektedir. Testosteron hormonları yüksek olanlar, ciltlerinde yaralanma olanlar ve kıl köklerinde şişme olanlar bu hastalığa daha yatkındır.

Genelde ağrıya yol açmadıkları için yağ kistleri tedavi gerektirmez ve zararsızdırlar. Ancak hareketi engellemedikleri sürece cerrahi yöntemlerle alınmazlar. Hastaların kendi başlarına kistlerini kesmemeleri ve tamamen kurtulmak için doktora başvurmaları önerilmektedir. Çoğu insanda bir veya iki yağ kisti bulunur ve bu kistlerin alınmasının çok basit olduğu, lokal anesteziyle uyuşturulup bir kesik açılarak yumrunun dışarı çekildiği bilinmektedir. Normalde ağrı vermeyen yumrular bazen ağrı verebilir ve bu duruma dolorasa veya dercum hastalığı denir. Kimse yağ kistlerinin neden ağrılı hale dönüştüğünü tam olarak bilmemektedir. Bu ağrının tedavi yöntemleri arasında lidokain verilmesi veya ağızdan mexiletine alınması bulunmaktadır.

Yağ kistlerinin bedensel işlevleri engelleyecek yerlerde büyümesi durumuna madelung hastalığı denir. Kalp, akciğerler, gırtlak, bağırsaklar ve yemek borusu bu yerler arasındadır. Bu olaylarda yumrunun alınması genellikle önerilmez. Kanserli yumrunun çok hızlı büyüdüğü, yumuşak değil sert olduğu ve pek hareket etmediği bilinmektedir. Yağ kistleri sancı yapmasa bile büyüdükleri zaman alınmaları gerekmektedir, aksi takdirde uzun süre yerinde bırakıldıklarında enfekte olma eğilimindedirler.

Günde birkaç kez sıcak kompres yapmak önerilmektedir. Bazı durumlarda yağ kistleri günlük hayatta sıkıntı çıkaracak kadar büyüyebilir veya hareketi engelleyebilir. Bu durumda tedavi edilebilirler. Ağrıyı ve inflamasyonu azaltmak için kistin içine kortikosteroid ilaç enjeksiyonu yapılabilir. Bakteri bulaşmış olan bir yağ kisti için oral antibiyotik ilaçlar kullanılabilir veya kist cerrahi olarak çıkarılabilir. Kanserli yumrunun ağrıya yol açabileceği de belirtilmelidir.