Belde kist, sinir kökü çevresinde meydana gelen kistik yapılardır. Omurganın en alt kısmında yer alan kemiklerin olduğu bölgede bulunan bu kistler, posterior sinir köklerinde oluşurlar. Sinir kökleri kistin içerisinde bulunduğundan, bel bölgesinde yoğun ağrıya neden olabilirler. Hastalar genellikle yoğun bel ağrısı şikayetiyle doktora başvururlar. Tanı bu şekilde konulabilir. Belde kist oluşumları, Tarlov kisti olarak adlandırılır. Bu kistler, hastalarda bel fıtığı sorunuyla birlikte de bulunabilir. Toplumda %5-9 oranında etkili olabilen bu kistler, daha çok kadınları etkiler ve genellikle 31-60 yaş arasındaki bireylerde görülür.

Bu bölgede oluşan Tarlov kistleri, sinir ganglionlarının, yani sinir düğümlerinin, çoğunlukla sağrı ya da kuyruk sokumu bölgesinde bulunan sinir kökleriyle birleşme yerinde meydana gelen perinöral kistler şeklinde görülür. Bu kistler doğuştan meydana gelmiş, hastalar açısından tehlikeli olmayan, içeriği suyla dolu olan kistlerdir. Kistlerin oluşma nedeni kesin olarak bilinmese de genellikle kalça üzerine düşme gibi travmalar neticesinde ya da doğuştan oldukları konusunda fikir birliği bulunmaktadır.

Kistlerin kesin tanısı MR tetkiki ile konulabilir. Bölgede teşhis edilen kistlerin cerrahi olarak çıkarılması oldukça zordur. Cerrahi olarak alınan kistlerin bulundukları yer boşaldığında, yeniden beyin omurilik sıvısıyla dolabilir. Bu kistler için yapılan mikro cerrahi operasyonlar oldukça zorlu geçer. Bu nedenle hastalara genellikle kaliteli bir merkezde yoğun fizik tedavi tavsiye edilir. İçindeki beyin omurilik sıvısının alınmasıyla da tedavi edilse, yeniden tekrarlama riski bulunmaktadır. Cerrahi yolla tedavisinde omurga bölümü açılır ve kist boşaltılır. Yeniden oluşmasını engellemek için, kistin içi fibrin yapıştırıcı ile doldurulabilir.

Belde kistlerin tedavi edilmemesi durumunda, hastaların yaşam kalitesi ciddi anlamda düşebilir. Uzun süreli ağrı ve rahatsızlık, günlük aktiviteleri ve iş performansını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, kistlerin büyümesi durumunda sinir hasarına yol açabilir ve kalıcı nörolojik sorunlara neden olabilir. Bu nedenle, belirtilerin fark edilmesi durumunda bir uzmana başvurmak önemlidir. Tedavi sürecinde multidisipliner bir yaklaşım benimsenmesi, hastaların daha iyi sonuçlar almasını sağlayabilir.