Keratinoz kistler, ciltte en sık görülen benign kistik lezyonlardandır. Bu kistlerin en çok etki gösterdiği bölgeler saçlı derilerdir ve hem kadınları hem de erkekleri etkileyebilmektedir. Bununla birlikte, ciltte görülen kistler kadınlarda daha yaygınken, vücudun diğer bölgelerinde oluşan kistler erkeklerde daha yaygındır. Keratinoz kistlerin içeriği yassı epitel doku ile döşelidir ve genellikle küçük boyutlardadır. Keratinoz kistler genellikle travma, enfeksiyon veya cerrahi girişim sonrasında meydana gelir.

Epidermal inklüzyon kistler, ciltte oluşan kistik yapılar arasında en yaygın olanıdır ve %90 oranında görülür. Bu kistler, keratin içeriği olan granüler tabaka ile belirgin bir şekilde kornifiye epitel doku ile döşelidir. Bazı kistlerin duvarında seboreik keratoz benzeri farklılıklar olabilir. Epidermal inklüzyon kistleri, kıllı foliküllerin etkisiyle oluşabileceği gibi, travma nedeniyle epidermal yapıların dermis içine girmesi sonucu da meydana gelebilir. Bu şekilde derin dokulara giren epidermal yapılar, burada deri grefti gibi davranır.

Yerleştiği bölgede büyüyen doku, keratin sentezlemeye devam ettiği için kist oluşturur. Genellikle avuç içi, parmaklar ve ayak tabanı bölgelerinde görülürler. Cerrahi girişimler de bu kistlerin oluşumunda etkili olabilir. Özellikle meme küçültme, sünnet ve radikal mastektomi gibi cerrahi girişimlerden sonra bu tür kistlerin oluştuğu saptanmıştır. Genellikle küçük olan kistler, uygun bir alan bulunursa büyüyebilirler. Travma sonrasında uzun dönemde, örneğin 20 yıl kadar sürede tespit edilebilirler. Genellikle ağrısız, yavaş büyüyen ve sınırları düzgün şişlikler şeklinde görülürler. Tespit edildiklerinde yeniden tekrarlama olasılığına karşı, kistin duvarı ile birlikte çıkarılması gündeme gelebilir.

Pilar kistler genellikle orta yaşlı kadınlarda görülür ve en çok saçlı deriyi etkiler. Diğer kist türlerine göre granüler tabaka içermezler. Pilar kistlerde keratin kompakt bulunur ve kolesterol yarıkları ile kalsifikasyona rastlanabilir. Rüptüre olurlarsa ağrı meydana getirebilirler.

Yapılan araştırmalarda, keratinoz kistlerin ortalama 13,8 mm boyutunda olduğu tespit edilmiştir. Epidermal inklüzyon kistlerin görülme yaş ortalaması kırk, pilar kistlerin ise kırk beş olarak belirlenmiştir. Bu, pilar kistlerin daha ileri yaşlarda etkili olabileceğini gösterir. Kistlerin vücutta en sık görüldüğü yerler saçlı deri ve yanak bölgesidir. Pilar kistler kadınlarda daha yaygınken, erkeklerde epidermal inklüzyon kistleri daha sık görülmektedir. Kistler, saçlı deri, vücut ve göz kapağında görülebilir ve daha ileri yaşlarda etkili olabilir. Kadınlarda en sık saçlı deride görülen kistler, erkeklerde ise diğer bölgelerde daha fazla etkili olmaktadır. Bunun dışında, saçlı deri, burun ve vücutta yerleşen kistler diğer bölgelere göre daha büyük olabilirler.

Keratinoz kistlerin önlenmesi için travma, enfeksiyon ve cerrahi girişimlerden sonra cilt bakımına dikkat etmek önemlidir. Ayrıca, ciltte herhangi bir anormallik fark edildiğinde dermatoloğa başvurmak erken teşhis ve tedavi açısından kritik öneme sahiptir. Tedavi genellikle cerrahi müdahale ile kistin çıkarılması şeklinde olsa da, bazı kistlerin kendiliğinden geçebileceği de unutulmamalıdır. Ancak, kistin büyümesi, ağrı veya enfeksiyon belirtisi göstermesi durumunda mutlaka tıbbi müdahale gereklidir.