Akciğer Kist Hidatik Akciğer kist hidatik, Echinococcus türleri tarafından oluşturulan bir paraziter enfestasyondur. Bu parazit, sestod grubuna ait olup, Hipokrat döneminden itibaren bilinmektedir ve 1928 yılında kist hidatik olarak adlandırılmıştır. Özellikle hayvancılıkla uğraşan bölgelerde sıkça görülen bir sağlık sorunudur. Parazitin insanlara bulaşması, kurt, köpek, çakal gibi hayvanların dışkısıyla temas etmiş besinler veya doğrudan dışkıyla temas yolu ile gerçekleşir. Sestod grubunda dört üye bulunmaktadır. Bunlardan ikisi insanlarda hastalık oluşturmaktadır ve en yaygın olarak E. granulosus enfestasyonu görülmektedir. Bu parazitin primer konakçısı kurtlar ve köpeklerdir. Bu hayvanlar, ara konakçının kistli iç organlarını yiyerek enfekte olurlar. Matür kist, bağırsakta matür parazite dönüşmektedir. Son segmentte ise 400-800 yumurta bulunmaktadır. Yumurtalar primer konakçı tarafından dışarı atılmaktadır. Yumurtalarla enfekte olan sebzeler, meyveler, su ve çimen gibi etmenler ara konakçılar tarafından alındığında karaciğer ve akciğere yerleşerek enfestasyona neden olur. Akciğer Kist Hidatik Özellikleri Akciğer kist hidatiği en fazla sağ akciğer ve alt loblarda gözlenmektedir. Ancak iki akciğerde birden de görülebilir. Kistler bu durumda birbirinden bağımsız olarak gelişir. Özellikle çocuklar akciğer kist hidatiğine daha yatkın olurlar. Çocukların akciğerindeki kistler, erişkinlere göre çok hızlı büyümektedir. Akciğer kist hidatiği hastalarının %8-36 oranında karaciğer kisti de bulunur. Parazit tarafından oluşturulmuş olan kistler, kist duvarı ile kist sıvısından oluşmaktadır. Kist duvarında ise üç tabaka vardır. Dıştaki tabaka perikist tabakasıdır. Bu tabaka, konak tarafından parazite karşı oluşturulmuş inflamatuvar reaksiyon ile meydana gelir. Ortadaki tabaka kutikula tabakası, en iç kısımda ise germinatif membran bulunur. Orta tabaka, protoskoleks ve kız veziküllerinin oluşmasını sağlar. Akciğer kist hidatiğinde kız veziküller çok nadir gözlenir. Protoskoleks taşıyanlar fertil, taşımayan kistlerde ise steril olarak tanımlanır. Sıvı madde olan kistler antijenik özellikte olup, rüptüre olduğunda anaflaksi gelişme riski bulunmaktadır. Kistin içeriğindeki sıvı, serumla benzer elektrolit düzeylerinde olup, bu "kaya suyu" olarak tanımlanır. Akciğer kist hidatiğinin diğer bir özelliği, diğer kist hidatiklere göre hızlı büyüme göstermesidir. Bu sürekli intratorakal negatif basınçta olmasından ve akciğerin elastikiyetinden kaynaklanmaktadır. Kist meydana geldiğinde büyümeye başlar. Büyüme sırasında spontan ya da öksürme gibi basıncın artmasıyla perfore olabilir. Bazen teşhis için yapılan iğne biyopsisi sonucunda da perfore olabilir. Kistler belirli büyüklüğe eriştiğinde patlama riski taşımaktadır. Rüptür sadece kist dokusunda olabileceği gibi, komşu organlara, bronşa, plevral boşluğa ya da kan damarlarına da olabilir. Bundan sonra kist enfekte olur. Akciğer Kist Hidatik Belirtileri Hastalarda olan bulgular ve semptomlar kistin yerleştiği yere ve kistin büyüklüğüne göre değişir. Kistin rüptüre olmaması, periferik yerleşimli ve küçük olması halinde asemptomatik olabilir. Büyük kistler genellikle baskıya neden olur. İlk olarak hastada kuru öksürük görülür. Santrale yerleşen kistlerde ise kanlı balgam görülür. Hastaların bir kısmında göğüste silik bir ağrı oluşabilir. Bronşa açılan kistlerde, ağızdan su ve kist parçaları gelmesi gözlenebilir. Trakeayı tıkayan kistler dispne ve bronkospazm nedeni olabilir. Yerleşime göre karın ağrısına neden olan kistler vardır. Rüptüre kist eğer enfekte olduysa, ateş yükselmesi ve pürülan balgam oluşur. Akciğer Kist Hidatik Tanısı Kistlerin tanısı hastaya yapılacak radyolojik tetkikler ve serolojik analizlerle konmaktadır. Kistler tetkiklerde yuvarlak düzgün sınırlı lezyonlar olarak izlenir. Şiddetli gerilme, öksürük ya da travmaya bağlı akciğerlere hava girmesiyle kistler hilal görünümünde olabilir. Akciğer Kist Hidatik Tedavisi Endemik bölgelerde sağlık sorunu haline gelen kistler için uygulanacak korunma yolları vardır. Bu özellikle sokak köpekleriyle mücadele etmekle başlar. Ancak akciğer kist hidatiğinin temel tedavisi cerrahidir. Ameliyatta kist ve içeriği dışarı çıkarılır. Genel anesteziyle yapılan ameliyatta torakotomi denen, göğüs duvarı yanından 15-20 cm kesi yapılarak, kaburgaların arasından akciğere ulaşılır. Burada kistin büyümesine etki eden zar alınır ve boşluk tamir edilir. Bazen akciğerin bir bölümü de alınabilir. Bazı durumlarda akciğer kist hidatik farklı hastalıklarla karıştırılmış olabilir. Bu yüzden hastalığın kesin tanısı ameliyatta ya da dokunun incelenmesi sonucunda konur. Bu şekilde ameliyatta yapılacak işlemler farklılık gösterebilir. |
ZEYNEL ABİDİN FAYZA
09 Mayıs 2024 PerşembeHİDRATİK KIST VAR AMELİYAT OLMAM LAZIM OLMUYORUM OLSAM RISKI NEDIR OLMASAM NNE OLUR
Cevap yazSemerat
09 Mayıs 2024 PerşembeMerhaba Zeynel Bey, Hidatik kistler zamanla insanlarda ciddi anlamda belirtilere neden olarak olumsuzluklara neden olmaktadır. Ayrıca ameliyatların tabi ki bazı küçük riskleri vardır ama bu size yapılacak bakım ile etkilerini ortadan kaldırabilir. Ancak sırf riskleri nedeni ile böyle bir tedaviyi de es geçmemelisiniz.
Bakır
09 Mayıs 2024 PerşembeGeçmiş olsun. Bildiğiniz üzere en küçük operasyonlarda bile bu risk mevcuttur. Eğer uzman tarafından cerrahi müdahale gerektiğine karar verilmişse operasyon yapılması gerekir. Eğer cerrahi müdahale olmazsa ve kist zamanla büyürse daha büyük risklere yol açacaktır.
Soru Sor / Yorum Yap